31 Mart 2017 Cuma


                        COĞRAFYANIN İLKELERİ

            1)NEDENSELLİK İLKESİ

       Coğrafi olayların oluşum nedenlerini araştırır.Coğrafi olayların neden ve sonuçları üzerinde durur.Niçin böyle olmuştur?Ne zaman olmuştur ?Bu olayın sonucunda neler ortaya çıkmıştır ?Bu olayın sonucunda ortaya çıkan sorunlara çözüm önerileri nelerdir? gibi soruların cevaplarını coğrafyanın nedensellik ilkesi açıklar.

             2)DAĞILIŞ İLKESİ 

         Coğrafi olayların yeryüzündeki dağılışını inceler.Dağılımı yapılabilen her türlü olgu ve olay coğrafyanın ilgi alanına girer.Yer şekillerinin ,suların ,iklim tiplerinin,yer üstü ve yeraltı kaynaklarının insanların ekonomik faaliyetlerinin yeryüzündeki dagılışlarını inceler .
   

              3)BAĞLANTI İLKESİ

       Coğrafi olayların birbiriyle karşılıklı ilişkilerini araştırır .Bu nedenle coğrafi olaylar incelenirken aralarındaki karşılıklı ilişki yani bağlantıları da ortaya konur.Örneğin; rüzgarın basınçla, doğal bitki örtüsünün iklimle,yağışın nemle arasinda bağlantıların olduğu gibi.

SIRADIŞI MEKANLAR

                         SHİPROCK-NEW MEXİCO  




New Mexico çölünde zeminden 500 m yüksekliğe ulaşan bu kayalık aynı zamanda navajo yerlileri için de kutsal bir mekan.Hala da navajo yerlileri tarafından yönetilen bu yer 17 km uzaktaki bir kasabayla da aynı ismi taşıyor.

                    CEHENNEM KAPISI-TÜRKMENİSTAN

Bölgede bulunan doğalgaz rezervlerinden çıkan fazla doğalgazın Sovyet mühendisler tarafından tutuşturulmasıyla oluşmuştur.Bu ateşin birkaç hafta içinde söneceği düşünülse de ateş 40 yıldır orada ve içi kaynayan çamurla dolu dev bir çukur var.Buraya cehennem çukuru denmesinin sebebi ise ateşlerin çok yüksek ısısı olduğundan fazla yaklaşanın kendini cehennemde gibi hissetmesidir


                    ŞAMPANYA HAVUZU-YENİ ZELANDA(WAİOTOPU)

Yaklaşık 900 yıl önce meydana gelen bu oluşuma eşsiz rengini veren şey ,yeraltından kaynayarak gelen suyun içerdiği farklı minerallerdi.Suyun içinde bulunan yüksek miktardaki karbondioksit ise onun sürekli şampanya gibi görünmesine sebep olmuştur.Eskiden bu mekan maori savaşçılarının ağrıyan kaslarını ve
 ruhlarını dinlendirmek için geldikleri bir mekandı.

                        BÜYÜK MAVİ ÇUKUR-BELİZE

Belize'nin 70 km uzağında bulunan Denizfeneri Resfinde bulunan 'mavi çukur'dalgıçlık için önemli bir alanı öluşturmaktadır.Çukur 124 m derinliğe sahiptir.Bu çukuru anlamlı kılan şey dalgıç jacques costeaun un burayı dünyanın en önemli 10 dalış mekanından biri olduğunu ilan etmesidir.
              

                         YEDİ DEVLER KAYALIKLARI-RUSYA(Sibirya)


Kuzey Urallar'da Sibirya'nın ortasında yer alan bu kayalıklar belli bir efsaneye kaçarken donan askerlerdir.Dünya da pek tanınmasada Rusya için büyük önemi olan bu kayalıkların yüksekliği 30-40 metre arasında değişmektedir.Yanlarına ulaşmak normal şartlarda baktığımız zaman bir hayli zor olmaktadır.

                    ANGEL ŞELALESİ-VENEZUELA

Venezüleda ki yaklaşık 1000 metre yüksekliğinde olan Angel Şelalesi kesintisiz olarak dökülen ,dünyanın en yüksek şelalesi olarak kabul edilmektedir.Şelaleye adını veren ,şelalenin üzerinden ilk defa uçrak geçen ve daha sonra buraya inip 30 sene yaşamını sürdüren Amerikalı havacı Jiminie ANGEL den almaktadır.

                             KIRMIZI PLAJ-ÇİN


Kırmızı Plaj Çin 'in Parjin şehrinin 30 km güneybatısındaki Liaohe Nehri Deltasında bulunmaktadır.Adını tuzlu-alkali topraklarda yayılan deniz otu türünün görünümünden almaktadır.İlkbahar boyunca büyümeye başlayan bu otlar bütün yaz yeşil kalmaktadır.Sonbahar aylarında ise kırmızı,alevli bir renge dönüşür ve kırmızı plaj manzarası oluşturur.Kırmızı plaj doğal rezerv konumunda bulunmaktadır bu yüzden küçük bir alanı hariç geri kalan yerleri halka kapalıdır.
             

                  ŞEYTAN KAYALIKLARI-AVUSTRALYA

Devils Marbles olarak da adlandırılan bu kayalıklar  birbirini şekillendirerek farklı bir biçimde yerleşmişlerdir.Kırmzı granitten oluşan bu kayalıkların boyu 50 cm ile 60 m ye kadar değişebilmektedir.Güneş ışığının vurmasıyla da farklı bir görünüm ortaya çıkmaktadır.Bilim adamlarına göre bu kayalıklar bugün kü halini milyarlarca yıl önce erimiş mağmanın kum taşı ile birleşip soğuması sonucu almıştır.
                

              ERABUS BUZ KAYALIKLARI-ANTARTİKA


 Dünya üzerinde ki en soğuk kıta olan Antartika kıtasında bulunmaktadır.20 metre yüksekliğindeki bu kayalar sönmüş bir yanardağın parçalarından oluşmaktadır.

                        UYUNİ TUZ GÖLÜ-BOLİVYA


      Bolivya'da yer alan bu göl  dünyanın en büyük kurumuş tuz gölüdür.yağmur yağdığında bu çorak tuz gölü dev bir ayna gibi gözükmektedir.Yaklaşık 3653 m yüksekliğindedir.Titikaka gölü ile birlikte Altiplono Platosunun tabiat açısından doruk noktası olarak kabul edilmektedir. 

29 Mart 2017 Çarşamba

                COĞRAFYA 'NIN BÖLÜMLERİ

         A)GENEL COĞRAFYA

Fiziki,beşeri ve ekonomik olayların yeryüzünün tamamında ayri ayri ele almaktadır.Olayların meydana geliş nedenleri ve dagılışları incelenmektedir.Gözlem ve karşılaştırma yapılacak olaylar sınıflandırılmaya çalışılmaktadır.Genel coğrafya incelemiş olduğu konular bakımından 3 bölüme ayrılmaktadır.

             1)Fiziki Coğrafya 

       Yüzey şekilleri başta olmak üzere okyanuslar,denizler,göller, akarsular gibi su küreyi oluşturan unsurlarda inceleme alanına girmektedir.

              ☆Jeomorfoloji

   Yeryüzü şekillerinin oluşumlarını araştırır ,bunları sınıflandırır.Örneğin ,depremlerin meydana gelmesi,akarsularin oluşturduğu şekiller, buzul ve rüzgarların meydana getirdiği şekiller jeomorfolojinin inceleme alanına girmektedir

               ☆Klimatoloji

           Yeryüzündeki iklim tiplerini ve bu iklim tiplerinin cografi dağılımını incelemektedir.Örneğin ,tropikal iklimi meydana getiren şartlar ve bu iklimin görüldüğü yerler klimatoloji biliminin alanına girmektedir .

               ☆Biyocoğrafya

           İnsan hariç yeryüzündeki diğer canlıların coğrafi dağılışını ve bu dağılışı etkileyen fiziki şartları incelemektedir.Örneğin ;küçükbaş hayvanların dağılım alanları ve bu dagilimdaki etkili olan iklim koşulları ve yer şekillerinin etkisi  biyocografyanın konusudur.
   

                 ☆Hidrografya 

        Denizler, göller ,yer alti suları ...nın özelliklerini inceler,dağılışlarını açıklar

           

             2)Beşeri Coğrafya 

             Yeryüzündeki insan topluluklarının doğal ortamla olan ilişkilerini incelemektedir. İnsanlara ait tüm özellikler beşeri coğrafyanın konusu içerisinde yer alır.Örneğin; insanların  sayısı,yıldan yıla değişimi,bu değişimde etkili olan faktörler ,insanların yaş,cinsiyet,medeni durum,çalışma koşulları ,eğitîm seviyesi gibi özellikler beşeri coğrafyanın kapsamı içerisinde yer almaktadır .

              3)Ekonomik Coğrafya 

           İnsanların yapmış olduğu faaliyetlerin ekonomik coğrafyanın  kapsamı içinde yer almaktadır.Tarımı etkileyen şartlar, tarım ürünlerinin yetişme şartları ,tarım ürünlerinin coğrafi dağılışı yine ayni sanayi,ulaşım ,ticaret ve turizmi etkileyen olaylar da ekonomik coğrafya 'nın kapsamı içerisinde yer almaktadır.
  

            B)YEREL COĞRAFYA 

               Genel coğrafyanın incelemiş olduğu tüm konular yerel coğrafyanın konuları arasinda yer almaktadır .Ancak;yerel coğrafya olayları incelerken bir sınır belirtmektedir ve olayları daha dar bir çerçevede incelemektedir.Örneğin; rüzgar oluşumuna neden olan faktörler genel coğrafyanın klimatoloji biliminin  kapsamı içerisindedir .

             ☆Kıtalar Coğrafyası 

    Kıtaların fiziki,beşeri ve ekonomik coğrafya özelliklerini bir arada ele alarak inceler.

              ☆Ülkeler Coğrafyası 

Bir ülkenin fiziki ,beşeri v ekonomik coğrafya özelliklerini tamamını ele alarak inceler

              ☆Bölgeler Coğrafyası 

Bir ülke içinde veya dünya üzerinde harhangi bir bölgenin genel coğrafi özelliklerini inceler .

10 Mart 2017 Cuma

          GENEL FİZİKİ COĞRAFYA İÇERİĞİ NEDİR?

          Genel fiziki coğrafya ilk olarak bize coğrafya nedir? sorusunu sorarak bizi bu macera yolculuğuna davet eder.Coğrafya ne işimize yarar,bizim için neden önemlidir vb birçok sorusunun cevabını arayarak yolculuğa devam ederiz.
        İnsanlar,hayatının her alanında yaşadığı coğrafya ile alış-veriş içinde bulunmuştur.Yaşadığı alanı ,ekonomik kaynağını ,beslenme ,barınma,hatta giyeceği kıyafeti bile coğrafyaya bağlı olarak belirlemiştir.
       Coğrafya geniş yelpazeye sahip olan bir alandır dolayısıyla içine koca bir dünyayı sığdırmıştır.Dünya yüzeyi birçok canlının ortak yaşam alanını oluşturmaktadır.Bu canlıların yaşadığı alanların derinlemesine incelenmesi fiziki coğrafyanın ,insanın doğayla etkileşimi,doğa üzerinde ki etkisi vb alanlarda genel coğrafyanın ,beşeri coğrafyanın inceleme alanıdır.
      İnsanların belli bir coğrafyada yaşayabilmesi için o bölgenin fiziki şartlarının uygun olması gerekir.Hava şartları,iklim,bitki  örtüsü,kara ve denizlerin dağılışı,yükselti ,enlem, bakı gibi birçok faktör yaşantı üzerinde oldukça fazla etkiye sahiptir.Yer şekillerinin çok çeşitli oluşu ,insanların yaşayacağı alanı kısıtlamış ,insanlarda yaşamaya uygun alanlar arayıp yerleşmeye başlamıştır.

    Hava,Su,Toprak işte bu üç element insan hayatının tamamının oluşmasını sağlamaktadır.Örneğin hava insan hayatı için büyük önem arz etmektedir.Hava nın coğrafya alanı tarafından incelenmeye alınmasıyla hava durumu ,iklim, iklimin elemanları gibi alanların ortaya çıkmasına sebep olmuştur.Peki nedir bu hava durumu ve iklim olayı?
    Hava durumu belli bir alanda meydana gelen kısa süreli hava olayı iken iklim herhangi bir alanda uzun yılar boyunca meydana gelen hava olaylarıdır.
  Diğer  bir önemli element ise su dur.Su şüphesiz ki insan hayatının devamı için insan için vazgeçilmez bir maddedir.Suyun yapısının incelenmesi ,yapısına,içeriğine,şekline,boyutuna göre... isimlendirilmesi coğrafyada Hidrografya alanının doğmasına sebep olmuştur.Hidrografya alanı geliştirilmesi dünya yüzeyinde ki su kütlelerinin belli gruplara ayrılarak incelenmesi coğrafya alanına kolaylık sağlamıştır

İnsanoğlu topraktan varolmuştur.Toprak insan hayatının önemli bir kısmını kapsamaktadır.Bugün ve geçmişte meydana gelen birçok savaşın toprak elde etmek amacıyla meydana geldiği görülmektedir.Coğrafya toprak konusunu içine alarak ona ayrı bir yer vermiştir.Toprağın yapısının incelenmesi,toprak türlerinin çeşitlendirilmesi,bitki örtüsü çeşitliliği üzerinde de etkili olmuştur.
Bugün dünya üzerinde milyonlarca çeşit bitki türünün yetişiyor olması toprak çeşidinin fazla olmasından kaynaklanmaktadır.
    Elbette ki fiziki coğrafya sadece bunlara cevap vermez; yerküre fiziki coğrafya için başlı başına bir konudur zaten yerkürenin iç yapısı yani; mağmasında,dış yapısı yani yer kabuğunda meydana gelen hareketlerde fiziki coğrafyanın inceleme alanını oluşturmaktadır.Bu alanların incelenmesi konusunda coğrafyaya yardımcı bir sürü alt dal ,bilim dalı bulunmaktadır.Bunlardan bazıları jeoloji(Yer Bilimi),jeofizik(Dünyanın iç yapısını inceleyen bilim),Astronomi(Uzay Bilimi),Hidroloji(Sular Bilimi),Meteoroloji(Hava olaylarını inceleyen bilim),Kartoğrafya(Harita Bilimi),Jeomorfoloji(Yüzey şekilleri bilimi),Klimatoloji(İklim bilimi),Biyocoğrafya(Canlılar coğrafyası bilimi)...
     Günümüzün teknoloji ve bilgi çağı olması ,teknolojinin sürekli olarak gelişmesi insanın araştırma öğrenme dürtüsüne de etki etmiştir.İnsanlar artık dünya dışında yer alan gezegenlerin yapılarını incelemeye ,bu gezegenlerin yaşam için uygun olup olmadığını araştırmaya koyulmuştur.Güneş ve Ay sistemi ,gezegenler,gök cisimleri,dünyanın şekli ve uzayın yapısı birçok coğrafi kavramın doğmasına ve coğrafya alanının genişlemesine sebep olmuştur.
Coğrafya alanında araştırmaların artması harita bilgisinin gelişmesine de katkı sağlamıştır.Kocaman olan dünya ölçekler yardımıyla bir kağıt üzerinde birçok bilgiyi verebilmiştir.
  


                           İLK COĞRAFYA OKULLARI

İSKENDERİYE COĞRAFYA OKULU

İnsan varoluşundan günümüze doğal ve beşeri mekanı anlamaya,resmetmeye ve tasvir etmeye çalışmıştır.Nitekim günümüzden 4714 yıl öncesinde yaşayanlar tuğla üzerine bir dünya haritası resmetmişler ,bu bilgiler ışığında Mısırlılar da 3614 yıl evvel papirüs kağıdı üzerinde bir altın madeni haritası yapmışlardır.Fenikelilerle birlikte ilerleyen deniz ticareti coğrafi bilgilerin zenginleşmesini sağlamıştır.Yunanlılar ise Tales ,Pyhagros,Herodot ve Aristotales gibi bilim adamlarıyla coğrafi bilgi birikim sürecine katkıda bulunmuşlardır.Strabon ise Anadoluyuda  içeren ve 17 kitaptan oluşan ''Geographika '' adlı eseriyle oğrafyanın gelişiminde önemli bir kilometre taşı olmuştur.
Bu birikim üzerine inşa edilen İskenderiye Coğrafya Okulu Erotosthenes tarafından kurulmuş ve asıl gelişimini Makedonya nın yıkılmasından sonra Atina da ki bilginlerin Mısır'a gitmesiyle gerçekleştirmiştir.Bu ekolden yetişen Batlamyus 8000 den fazla yerin dünya üzerinde ki konumunu hesaplamıştır.Müslümanların Mısır'ı fethinden sonra bu okul İskenderiye'den Antakya'ya nakledilmiştir.İskenderiye okulunun devrini tamamlaması Antakya da ki Eskül Okulu'nun kapanmasıyla bu okulun bazı din ve bilim adamları Mütevekkil döneminde Harran'a gelmiştir.İlkçağdan beri  var olan ve miladi 718-913 tarihleri arasında biim ve sanatta doruk noktaya ulaşan Harran Okulu'n dan  yunan ,iran  ve hint kültüründe yapılan tercümelerle yakından ilgilenmeye başlamıştır.Harran Okul'unun eski önemini yitirmeye başlamasıyla 9. yüzyılın ortalarında Irak 'da tasviri ''Irak Coğrafya Okulu'' orataya  çıkmıştır.Bu okulun önemli temsilcileri İbn Hurdazbih,Ya'kubi,Mes'udi,İbn'ul Fakih,İbn Rüsteh ve Kudema b Cafer oluyor. Eserlerinde  ekümenik /yaşanabilir bir dünya yı bir bütün olarak ele alıp ülkelrin tamamı hakkında bilgi vermişlerdir.Irak Coğrafya Okulunda yetişen İbn Hurdazbih ,İslam Dünyası adlı eserinde dünyayı ilk kez tarif eden bilim insanıdır.Sözü edilen eserde coğrafi bilgiler,astronomi,matematik,felsefe ve seyahat bilgileriyle karışık şekilde anlatılmıştır.Belh Coğrafya  Okulu ile aynı zaman gelişmeye başlayan ve İslam coğrafyasının batısını temsil eden Endülüs ,Bağdat merkezli Doğu İslam dünyasından geri kalmamış ,hatta bazı durumlarda daha da ileri noktalara ulaşmıştır.Bu çerçevede Belh ve Endülüs coğrafya okullarının aynı zaman diliminde etkileşim içinde olduğunu söylemek mümkündür.

     

                                    BELH COĞRAFYA OKULU

Irak Coğrafya Okulunun ardından x.yüzyılın ilk yarısında günümüzde Afganistan sınırları içerisinde yer alan Belh şehrinde bir bölgesel coğrafya okulu ortaya çıkmıştır.Horasan bölgesinde doğu-batı yönünde bir geçiş noktasında yer alan Belh söz konusu dönemde 'Şehirlerin Anası' olarak nitelendirilmiştir ve stratejik açıdan bir hayli önem kazanmıştır.Nitekim İslam öncesinde farklı din,kültür ve etnik kimliklerin havzası olan bu şehir İslamlaştırmadan sonra da bu özelliğini sürdürmüştür.Belh şehri tarihi sürecte İslam bilim ve kültür tarihine önemli katkılarda bulunmuştur.Belh coğrafya okulunun yazarları dünya tasvirinden çok İslam ülkelerinin coğrafyasını geniş ve ayrıntılı bir şekilde ele almıştır.Bu durum fetihlerle ve kavimlerin İslamiyeti kabulüyle İslam coğrafyasının özelliklerinin detaylı bir şekilde bilinmesi gerekliliği ile ilgili olmalıdır.Söz konusu bölgesel coğrafyaya geçiş olarak nitelendirilmektedir.Bazı araştırmacılar bu süreci yeni bir beşeri ve tarihi coğrafya ekolü olarak nitelendirmektedir.
      Belh coğrafya okulunun kurucusu doğa filozofu ve coğrafyacı Ebu zeyd ahmed sehl el belhi dir.Bağdat ta filozof kindi den ders alan belhi Orta Asya ya döndükten sonra 'Süver-ül Ekalim'adıyla bilinen coğrafya kitabını yazmış ömrünün son döneminde de İslam ülkelerinin çeşitli yerlerinin haritalarını çizmiştir.
     Belh coğrafya okulunda yetişen coğrafyacılar ilk kez islam ülkelerini bölgelere ayırmışlar ve her bölgenin ayrı bir haritasını çizmiştir.Merkezinde Mekke yi gösterdikleri bir yuvarlak dünya haritası çizen Belh coğrafyacıları Irak Coğrafya Okulu' nun aksine genel olarak coğrafi gerçekleri Kur-an ve hadislerdeki kavramlarla açıklamışlardır.İslam ülkelerini coğrafi bölgeler esasına göre taksim eden ve o bölgelerin haritalarını çizen Belh coğrafyacıları arasında yer almışlardır.Bu okulun ilk temsilcisi Ebu İshak İbrahim b.Muhammed El-farisi el-istahri'dir.
     Belh coğrafya okulunun ikinci önemli ismi İbn Havkal olarak bilinen Ebu-l Kasım Muhammed b. Havkal dır.İbn Havkal Kitabü Siretül Arz eserini yaklaşık 977 de tamamlamıştır.Doğum ve ölüm tarihi hakkında net bir bilgi yoktur.Havkal genç yaşından itibaren birçok memleketi gezmiştir.İslam dünyasının coğrafyasını tanımlamayı amaçlamasına rağmen islam dışı ülkeler hakkında hiç azımsanmayacak derecede değerli bilgiler aktarmıştır.İslam ülkelerini 22 başlık altında incelemiştir.
    Belh coğrafya okulu nun en parlak coğrafyacısı Maksidi olarak tanınmıştır. Maksidi islam memleketlerinin en uzak köşelerine seyahat etmiş ve ''Ahsenü't-tekasim fi ma'rifeti'l -ekalim''adındaki coğrafya eserini yazmıştır.Çok seyahat eden Maksidi önceki coğrafyacıların aksine yazdıklarının tümünü kendi deneyimlerine dayandırmıştır.


9 Mart 2017 Perşembe

         OTOBİYOGRAFİ 

Merhaba,ben Hatun DİRİK 1994 Sariz/KAYSERİ doğumluyum .İlköğretimi  mi Sariz İlköğretim Okulu'n da ,liseyi Talas Lisesi'n de okudum.Üniversite sınavına girip Erciyes Üniversitesi Türk Dili Ve Edebiyati Bölümü mü kazandım .iki yıl orada okuduktan sonra tekrar sinava girdim ve Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Bölümünü kazandım .En sevdiğim aktivetelerim muzik dinlemek ve kitap okumaktir. Yemek yapmayı ve yemeyi çok severim.Tarihi yerler gezip görmek araştırmak hep ilgimi çekmiştir.

8 Mart 2017 Çarşamba

                                   TARİHTE Kİ  İLK COĞRAFYACILAR



         TALES


M.Ö 656-546 yıları arasında yaşamıştır.Ege kıyısında bulunan Milet te doğmuştur.Genellikle matematik alanında yaptığı çalışmaları ile bilinmektedir.Coğrafya konusunda görüş olarak dünyanın şekli hakkında bir teori ortaya atmış olmasıdır.Tales e göre dünya okyanuslar üzerinde yüzen bir diske benzer ve yuvarlaktır.
   

       ARİSTO

M.Ö 384-322 yılları arasında yaşamıştır.Sisamlı ya da Makedonyalı olduğu tahmin edilmektedir.Büyük İskender'e hocalık Eflatun'a ise öğrencilik yapmıştır.Başta matematik ve felsefe olmak üzere çağının bütün ilimleriyle uğraşmıştır.
Dünyanın yuvarlak olduğu görüşü rasyonel olarak ortaya koyan ilk bilim adamıdır .Bu yargıya ay tutulması olduğu varsayımından hareketle ancak yuvarlak bir cismin gölgesinin yuvarlak olabileceğini varsayarak  dünyanın şeklinin yuvarlak olduğu görüşünü ileri sürmüştür.

    ERATOSTHENES

Uzun yıllar İskenderiye kütüphanesinin yöneticiliğini yaptı.Dünyanın düz değil yuvarlak olduğunu savunmuş gezegenimizin çevresinide hesaplamaya çalışmıştır.İskenderiye'nin güneydoğusunda ki Syene de yaz gününde güneş ışınlarının öğle vakti dikey düştüğünü bildiği için bu deneyi aynı tarihte İskenderiye de yaptı ve ışınların dikeyden 7 derece saptığını buldu.
'Assuan ile İskenderiye arasında ki 840 km lik uzunluğa 7 derecelik bir açı ile düşerse ,360 derecelik bir açıya kaç km düşer ?' sorusundan yola çıkarak dünyanın çevresinin 42352 km olduğunu hesapladı.İskenderiye de kurduğu coğrafya ekolünü , İskenderiye ekolü adı verilir.
                 *Coğrafya biliminin adını koymuştur.
                 *Bölgesel coğrafyanın gelişmesini sağladı.
                 *Dünya nın ekvator üzerinde ki çevre uzunluğunu ve 10 derecelik meridyen yayını hesapladı.

       AMASYALI STRABON(M.Ö 58-MS 21)

Amasya da doğmuş ve burada ölmüştür.Eskiçağ'da Roma devrinin en büyük coğrafyacısı olarak kabul edilmektedir.Dünyanın ilk coğrafyacısı olarak kabul edilmektedir.Sardunya ve Etiyopya'nın sınırlarına kadar seyahat ettiği söylenmiştir.Tarih Coğrafya ve Felsefe konularında çalışmış,bilgi  toplamış ve eserlerini yazmıştır.Ünlü eseri GEOGRAPHİKA(coğrafya) seyahat gözlemlerini ve dünyanın coğrafi yapısına ilişkin düşüncelerini içermektedir.Eser ülkemizin tarihi,coğrafyası ve arkeolojisi açısından da önemlidir.
 

     ANAKSİMENES (M.Ö 550-480)

Yeryüzünü bir dikdörtgene benzeterek ,dairesel bir denizin onu çevrelediğini savunmuştur.Gecelerin yüksek dağların  güneş ışınlarını engellemesiyle oluştuğuna inanmıştır.Güneş ve ay ile diğer yıldızlar arasında ilk kez olarak bir ayırım yapmış güneşin kendi ışığına sahip olduğu yerde ay da dahil olmak üzere diğer gök cisimlerinin güneşin ışığını yansıttığını söylerken ,güneş ve ay tutulmalarına ilişkin olarak da doğru bir açıklama getirmiştir.

 MİLETOSLU ANAKSİMANDROS (M.Ö 610-545)

M.Ö 610 yılında Miletos ta doğan yunan doğa filozofu anaksimandros astronominin kurucusu ve ilk kes bir kozmoloji ya da dünya üzerine sistematik felsefe görüşünü getiren filozof olarak kabul edilmektedir.Ona göre herşeyin  kökeninde sonsuzluk vardı.Yer kürenin uzayda diğer bütün nesnelerden eşit uzaklıkta hiç bir yere bağlı olmadan yüzdüğüne inanıyordu.Duyularımızla algıladığımız kadarıyla yer kürenin yüzeyi engebeli ama bütün olarak düşünüldüğünde düzdü bu nedenle anaksimandros yer kürenin davul biçiminde olduğunu ileri sürdü.ve bu gerçekten yola çıkarak davulun öteki yüzünde yaşayan insanlarda olabilirdi.Anaksimandros karalar ile okyanus sınırını çizen ilk insandı .Düzenli ve anlaşılır bir evreni ifade etmek için ilk defa kozmos sözcüğünü kullandı.Tutulmalardan yararlanarak güneşin yarı çapınının yer yarıçapının 27 katı olduğunu tahmin etmiştir.Ona göre güneş in yere olan uzaklığı güneş çapının 27 katıydı.Ay ın uzaklığını ise yer yarıçapının 19 katı olarak hesaplamıştır.Çok seyahat yapmış ve bir dünya haritası çizmiştir.Yunan dünyasını bu haritanın ortasına koymuş ,Avrupa ve Asya'yı ise onun çevresine yerleştirmiştir.Anaksimandros 'a göre bütün kara kitlesini okyanus denilen büyük bir deniz kuşatmıştır.Anaksimandros'a göre insan ,balıktan gelir ; çünkü balığın kökeni insanınkinden daha kolay açıklanabilmektedir.Bu bakımdan Anaksimandros evrim kurallarının öncülerindendir.

   HEKATUS

Mısır ve Asya da incelemeler yapmıştır.Yeryüzünün tanımını Dünya Etrafında Yolculuk adlı eserinde Hazar Denizi'nin okyanusa açıldığını ,Nil Nehri'nin güneyindeki bir okyanustan geldiğini ve dünyanın 3 kıtadan oluştuğunu savunmuştur.(Asya,Afrika,Avrupa)

KSENEFON

 Anabasis adlı eserinde Anadolu'nun nüfus özellikleri,coğrafyası,gelenek ve görenekleri hakkında bilgi vermektedir.Anabasis 7 kitaptan oluşur.Eser anı defteri biçiminde kronolojik bir düzen izlemiştir.Çizdiği harita M.Ö 5.yy' ın en detaylı haritası olarak kabul edilmektedir.

HEREDOTOS(İ.Ö440-425) 

   Tarihin babası olarak kabul edilen Heredot aynı zamanda coğrafya biliminin gelişmesine önemli katkılarda bulunmuştur.Trakya,Anadolu ve Asya ülkelerine gezi yapmıştır.Dünyanın yuvarlak olduğunu savunmuştur.Çizdiği dünya haritasında Avrupa yı Asya ve Afrika dan daha uzun göstermiş ,Asya nın doğusu ,Avrupa nın kuzeyini ihmal etmiş Hindistan çizimi konusunda hata yapmıştır.Ancak bu hatalara rağmen dönemin bilgiler açısından önemli bir çalışması olarak kabul edilir.Heredot'un ortaya koyduğu en önemli gerçek diğer coğrafyacılardan farklı olarak Hazar Denizinin bir iç deniz olduğunu ve Afrika nın denizle çevrili olduğunu belirlemiş olmasıdır.

İZNİKLİ HİPPARCHUS(İ.Ö 160-125)

    Hipparchus geliştirdiği trigonometri yöntemiyle birçok yıldızın konumunu belirledi.Gök cisimleri için ortografik projeksiyonu ilk ortaya atan kişidir.850 yıldızı ,içeren bir katalog hazırlayarak bu yıldızları parlaklığına göre 6 sınıfa ayırdı.Ekinoksların devinme olgusunu ortaya çıkardı.Güneş ve ay ın uzaklıklarını hesaplamıştır.Enlem ve boylam daireleriyle Dünya da ki bir noktanın konumunu belirtme yöntemini bulmuştur.

MESUDİ(896-956)

Bağdat/IRAK doğumlu arap tarihçi,coğrafyacı ve gezgindir.Arapların Heredotu olarak da tanınan el-Mesudi dünya tarihini konu edinen Murücez-zeheb ve Ma'adin El-cevahir ile tanınır. Bu eseriyle birlikte tarih ve coğrafyayı geniş çaplı ve ayrıntılı bir biçim de birleştiren ve aynı eserde sunan ilk Arap olmuştur,Ortadoğu da Arabistan,Mısır,Suriye, İran, Ermenistan, Azerbaycan ve Hazar Denizi çevresindeki diğer bölgeleri gezmiş ek olarak Hindistan,Srilanka ve Çin'e seyahat etmiştir.

BİRUNİ(978-1048)

Harezm'de doğduğu söylenmektedir.Çağının ünlü bir matematik ve coğrafyacısı olarak bilinir.Dünyanın yarı çapını 6.425,7 km olarak hesaplamıştır.Gerçekte Dünya'nın yarı çapı 6.376 km'dir.Dünya'nın çevresini ise 42.516 km olarak hesaplamıştır. Dünya'nın çevresi gerçekte 40.076 km'dir.

CARL RİTTER

Carl Ritter beşeri coğrafyanın kurucusu olarak kabul edilir.Coğrafyacı kimliği yanında tarihçi ve felsefeci olarakta tanınmıştır."Coğrafya İlminde Tarihi Esaslar" adlı eserinde , beşeri coğrafyayı tanımlarken çevre ve insan arasındaki ilişkileri inceleyen bilim olarak ifade etmiştir.Beşeri incelemelerde insan ve çevrenin aynı oranda etkili olduğu bu nedenle sadece birisine ağırlık vermenin doğru olmadığını savunmuştur.Tarihi olayların açıklanması sırasında coğrafi çevre şartlarının dikkate alınması gerektiğini ifade etmiştir.Bu nedenlerle tarih ve coğrafya bilimlerinin birbirini tamamlayan bilimler olduğunu vurgulamıştır.

İBN BATUTA(1303-1384)

Fas'ta doğmuştur.Dönemin en  ünlü gezginidir.Kuzey Afrika kıyıları ,  Suriye, Mekke, Mezopotamya, Yemen,Kızıl Deniz kıyıları,Mısır,Filistin,Anadolu,Balkanlar, Güney Rusya,Batı Türkistan,Hindistan ve Çin'e yaptığı gezilere ilişkin bilgilere "İbni Batuta Seyahatnamesi" adlı eserinde toplamıştır.Eserde gezdiği alanlardaki toplumsal yapıları, zenginlik kaynaklarını,din ve gelenek gibi özellikleri anlatmıştır.Eser ilgili alanların beşeri ve ekonomik coğrafya özelliklerini ele almış bu anlamda beşeri ve  ekonomik bir inceleme içermektedir.

İBN-İ HALDUN(1332-1406)

Tunus'ta doğmuştur.Orta çağda İslam Dünyasının en ünlü gezginlerindendir.En önemli eseri  Kitap el-İbardır.Berberi topluluklarının ve İslam imparatorluklarının İslam öncesindeki sosyal-ekonomik özellikleri hakkında bilgi vermektedir.İnceleme alanına ilişkin jeopolitik ve siyasi coğrafya bilgilerine yer vermektedir.

ALİ KUŞÇU(...-1474)

XV.yüzyıl başlarında Semerkand'ta doğmuştur.Babası Muhammet ünlü Türk sultanı astronomu Ulu Bey'in kuşçusu olduğu için aileleri Kuşçu lakabıyla meşhur oldu.İstanbul'un enlem ve boylamlarını  ölçerek Güneş saati yapmıştır.Astronomik ve matematik konusunda iki önemli eser vermiştir.
Fethiye;
Astronomi kitabıdır.Otlukbeli savaşından sonra Fatih'e sunulmuştur.Üç bölümden oluşmaktadır.
I.Bölüm:Gezegenlerin hareketlerinden bahsedilmektedir.
II.Bölüm:Yerin şekli ve iklim konusundadır.
III.Bölüm:Yere ilişkin ölçüleri ve gezegenlerin uzaklıkları üzerinde durmaktadır.
Bu eser özellikle medreselerde öğretim amacıyla hazırlanmıştır.
Diğer eseri "Muhammediye" adını verdiği matematik kitabıdır.
Ali Kuşçu 1474 yılında İstanbul'da vefat etmiştir.

İDRİSİ

Ortaçağ Arap coğrafyacısıdır.1099 yılında dünyaya gelmiştir.Akdeniz havzası ülkelerini , Fransa ve İngiltere'yi dolaştıktan sonra Sicilya Kralı II.Ruggiero'nun sarayına yerleşti.En önemli eseri Libro Del Re Ruggiero adlı eseridir.Bu eserde Rusya,Almanya,İskandinavya,Hint Okyanusu kıyıları ve Afrika hakkında bilgi vermektedir.Bir dünya haritası hazırlayarak bu kitabına koymuştur.

PİRİ REİS

1465-1470 yılları arasında Gelibolu'da doğduğu tahmin edilmektedir.Asıl adı Muhiddin Piri'dir.1480'li yıllarda kaptan olan amcası ile denize açılmıştır.1487'de amcası ile İspanya'daki Müslümanların yardımına gitmiştir.1491-1493 yılları arasında Sicilya,Sardunya,Karsika adalarına ve Güney Fransa kıyılarına akınlar yapmıştır.Amcası ile birlikte Osmanlı hizmetine girmiş.1499-1502  Osmanlı-Venedik savaşında bir savaş gemisinde kaptanlık yapmıştır.1511'de amcasının ölmesi üzerine Gelibolu'ya çekilip Kitab-ı Bahriye üzerine çalışmış ve 1513'te bir dünya haritası çizmiştir.1517'de ilk çizdiği haritayı Yavuz Sultan Selim'e sunmuştur.1521'de Kitab-ı Bahriye'yi tamamladıktan sonra 1522'de Rodos seferine katılmıştır.Büyük bir denizci olduğu kadar büyük haritacı olan Piri Reis korsanlık günlerinden başlayıp gezip gördüğü yerleri yabancı kaynaklardan da yararlanarak tarihi ve coğrafya özellikleriyle birlikte kitabında anlatmış ve haritalarını çizmiştir.Kitab-ı Bahriye'nin nazımla yazılan ve denizcilikle alakalı tüm bilgilerinin toplandığı başlangıç bölümünde genel açıklamadan sonra Ege ve Akdeniz  Adaları tanıtılarak denizle ilgili gözlem ve deneyimin önemi vurgulanmıştır.

Fırtına,rüzgar çeşitleri,pusula ve haritanın tanımından sonra dünyayı kaplayan denizler ve karaların oranını belirlemiştir.Portekizlilerin denizcilik alanında ki ilerlemeleri, keşifleri,Çin Denizi ,Hint Okyanusu,Akdeniz ve Ege Denizinde ki rüzgarlar, Basra Körfezi ve Atlas Okyanusu ayrıntılı bir şekilde anlatılmıştır.Çanakkale Boğazından başlayarak Ege Denizi kıyı ve adaları ,Adriyatik kıyıları,Batı İtalya,Güney Fransa, Doğu İspanya kıyıları çevresindeki adalara ilişkin tarihi ve coğrafi bilgiler verilerek, Kuzey Afrika kıyıları,Filistin,Suriye,Kıbrıs ve Anadolu kıyıları izlenerek Marmaris'te tüm Akdeniz'in havzası noktalanır.

COPERNİCUS

1473-1543 Polonyalı bir bilgindir.Güneş sistemini keşfetmiş ve Dünya'nın kendi ekseni etrafında 24 saatte bir döndüğünü öne sürmüştür.

GALİLEİ

1564-1642 yılları arasında yaşamış İtalyan gök bilimcidir.Teleskopu kullanarak gezegen ve yıldızları ilk bilim adamıdır.İncelemeleri sonucunda Ayın üzerindeki kreterlere , Güneş lekelerini,gezegenlerin Güneş çevresinde hareket ettiğini ortaya koymuştur.


KEPLER(1571-1630)

Alman gök bilimcisidir. Güneş sistemi için yeni bir model geliştirmiştir.Kepler gezegenlerin hareketini üç temel yasaya dayandırmıştır.

1.Yörüngeler Yasası

Gezegenler Güneş'in etrafında çember değil,hafifçe basık elips biçimde yörüngeler çizerek dolanır.Güneş'te bu elipsin odaklarından birinde yer alır.

2.Alanlar Yasası

Bir gezegenin dönme hızı, yörünge üzerinde bulunduğu noktaya bağlı olarak değişir.Gezegenlerin hareketi Güneş'e yakın oldukları noktada en hızlı uzak oldukları noktada en yavaştır.

3.Dolanım Süreleri Yasası

İki gezegenin dolanım sürelerinin karelerinin birbirlerine oranı ile bu gezegenlerin Güneş'e olan ortalama uzaklıklarının küplerinin oranının birbirine eşit olduğunu belirtir. Bu yasaya göre gezegenlerden birinin Güneş'e olan ortalama uzaklığı ve dolanım süresi ile ikinci bir gezegenin dolanım süresi bilinirse bu gezegenin Güneş'e ortalama uzaklığı bulunabilir.

EVLİYA ÇELEBİ

1611-1682 yılları arasında yaşamış ünlü bir seyyahtır. 17.yy en büyük Türk gezginidir.Gezdiği yerlerin beşeri ve fiziki coğrafi özelliklerini tasvir ederek eserinde toplamış ve bu eser günümüz coğrafyacıları tarafından benimsenen önemli bir kaynaktır.

HUMBOLT

1769-1859 yılları arasında yaşayan Alman coğrafyacısıdır.Humbolt coğrafya dışında yer bilimlerinin de ilk temsilcisi sayılır.Coğrafya ilmine bilimsel anlamda gezi gözlem metodunu kazandırmıştır.Coğrafya ilmine sebep , sonuç, dağılış ve ilgi prensiplerini kazandırmıştır.İzoterm,İzohips, İzobat ,Profil ve Kesit gibi yardımcı ifade şekillerini coğrafyaya kazandırmıştır.Humbolt soğuk su akıntılarını kazanmıştır.

ALFRED WEGENER(1880-1930)

Alman gök bilimcidir.Kıtaların kayması kuramını ilk kez ortaya atmıştır.Wegener başlangıçta tüm kıtaların Pangea adında tek bir kıta olduğunu sonradan parçalanıp dağılarak zamanla günümüzdeki yerlerine ulaştığını ileri sürdü.Bu teoriyi ve teorinin temellerini "Kıtaların Ve Okyanusların Oluşumu" adlı eserinde toplamıştır.

FRİEDRİCH RATZEL(1844-1904)

İnsan ve çevre arasındaki ilişkileri ele alarak bu konudaki ilk özelliğine sahip olan "Beşeri Coğrafya" adlı eserini meydan getirmiştir.Beşeri coğrafyanın gelişimine önemli katkıda bulunmuştur.Siyasi Coğrafya akımının kurucusu olarak kabul edilir."Politik Coğrafya-Devletler, Münakalat Ve Harp Coğrafyası" adlı eserinde jeopolitik ve siyasi görüşler Hitleri'in Dünya Egemenliği politikasının oluşumunda etkili olmuştur.



 

                    NEDEN COĞRAFYA ÖĞRENİYORUZ?

         
              İnsanlar yaratılışından bu yana daima doğayla iç içe olmuştur.İnsanın çevresiyle olan bu etkileşimi  hem doğal ortamda hem de insanoğlunun yaşantısında birçok değişikliğe sebep olmuştur.Tabiatla iç içe yaşayan insanlar zamanla tabiatla özdeşleşerek  ona kendi çıkarları doğrultusunda müdahale etmeye başlamıştır.İnsanların doğaya müdahale etmesinde  iklim şartları ve fiziki faktörler etkili olmuştur.İnsan bu yoğun iklim olaylarından korunmak için yaşamaya uygun yerler aramıştır.İlkel çağlarda mağaralarda başlayan bu yaşama şekli zamanla farklı alanlara taşınmıştır.Barınma ihtiyacını gideren insanlar daha farklı ihtiyaçlarını giderme yolları aramaya koyulmuştur.En temel ihtiyacı olan beslenme ihtiyacını doğada ki var olan bitki ve hayvanlar ile sağlamıştır.Toprağı işlemeye başlayarak toprağın yapısını keşfetmiştir.Toprak yapısının keşfedilmiş olması o yapıya yönelik ürünlerin üretimine sebep olmuştur ve artık insan ile doğa iç içe durumdadır.





Coğrafya bilgisinin giderek artıyor olmasıyla beraber insanlar yükseltisi fazla olan yerlerden yükseltinin az olduğu yerlere doğru göç etmeye başlamıştır.İnsanlar genelde iklim şartlarının elverişli olduğu,sulak alanları tercih etmişlerdir çünkü;tarım ve hayvancılık için sulak bir alana ihtiyaç vardır. Tarım ve hayvancılık insan hayatının en önemli devresinde yer alır.Zaten geçmişe baktığımız zaman ilk uygarlıkların sulak ,elverişli bu alanlarda kurulduğu da görülmektedir.

Coğrafya bilgisinin gelişmesi sadece beslenme,barınma değil diğer birçok ihtiyacın giderilmesinide sağlamıştır.Coğrafya bilgisinin gelişmesi siyasi,ekonomik,kültürel vb. alanlarda da insanoğlunun işine yaramıştır.Örneğin ;bazı ülkelerin coğrafya bilgisi öğrenmesi coğrafi keşiflere dolayısıyla  da sömürgeciliğe yol açmıştır.Özellikle batılı ülkelerin çoğu coğrafya alanında kendini geliştirerek birçok afrika vb ülkelerde sömürge imparatorlukları kurmuş ,o bölgede ki yer altı ve yer üstü kaynaklarını açık pazar haline getirerek sömürgeciliği meşrulaştırmışlardır.Bu alandaki yer altı kaynakları kullanılarak ekonomik pay elde etmişlerdir.


Sömürgeciliğin artması yeni yerlerin keşfedilip ele geçirilmesi devletler arası siyasi yapı da da etkili olmuştur bu sebeple birçok savaş çıkmıştır.İnsanların coğrafyayı öğrenmesi ve coğrafya bilgisini geliştirmesinin bir başka sonucuda seyahat ihtiyacının giderilmesine fayda sağlamış olmasıdır.Doğayla iç içe olan insan sürekli araştırma ,öğrenme ihtiyacı içinde olmuş bu etkileşim sonucu keşfedilen dağ,orman,kaplıca,deniz vb alanları insan dinlenmek amacıyla kullanmaya başlamıştır.Bu alanların kullanılabilir olması kişilerin maddi manevi ihtiyaçlarını gidermeye yardımcı olmuştur.
       
Sonuç olarak baktığımızda coğrafya öğrenmek maddi manevi ihtiyaçlarımızı gidermek ,insan hayatını kolaylaştırmak için gereklidir.